Buşra Tunç ile  “yoldan çıkmış mimarlık” olarak ifade ettiği alternatif mimarlık yapma biçimleri, temsilin etkisi ve eser arasındaki gerçeklik ilişkileri üzerine, Galata’daki atölyesinde sohbet ettik. 

Kahn mimarlığa doğrudan malzemeyle ve ışıkla kurduğu ilişki üzerinden yaklaşıyor. Bu, benim mimarlığa bakış açımı da her zaman şekillendiren bir yaklaşım oldu.


Buşra; etkileşim tasarımı, sanat, endüstriyel ürün tasarımı ve mimarlık disiplinleri üzerine çalışıyorsun. İçerikleri ve ölçekleri farklı da olsa hepsi bir mekan fikirden yola çıkıyor.
Mimarlık temelinde bütün disiplinlerle doğrudan bağı olan bir alan. Ben, ışık yerleştirmesi, ürün ya da bir video yaparken de mimarlık yapıyorum. Mimarlıkla birlikte sinema eğitimi aldığım dönemde de, bir filmin, filmin mekanlarının ve izleyicinin de inşa edilebilir şeyler olduğu fikriyle bu iki disiplin arasındaki kesişim alanı üzerinde durdum. Ne o ne bu, ikisini de barındıran yeni bir disiplin gibi. Disiplinlere dair bu ayrışmalar zamanla eriyor, kesişimlerden doğan yeni alanlar türetiyor insan. Herhalde sonunda bir işe mimarlık, sanat, tasarım diye bakmaktan vazgeçiyor ve bu sınırların ortadan kalktığı ilişki ağı içinde hareket ediyorsun.

Mimarlık sadece bir mekanın fiziksel anlamda üretim disiplini değil, bir fikri inşa etme yöntemi aslında. Bu farklı ölçeklerde kavrayabilme yetisi, salt uzama ilişkin bir mesele olmayıp, her türden nesneye ya da fikre uygulanabilir. Bu nedenle mimarlık benim için sadece fiziksel bir yapı üretmek değil, bir atmosfer inşa etmek ve bu sözünü ettiğim düşünsel yaklaşımı farklı alanlarda tasarlayabilmek özetle.

Read more >

Powered by WP Customer Service